Mary's Axe & Tower of London & Tower Bridge

Hürriyet

16 Mayıs 2010 Pazar

Şampiyonluk Hakedilir..

Otuzdört maçlık maraton ancak hakedene verir kupayı. Kayırmaz. Aldatmaz. Kimse zorla alamaz. Kimseye hediye edilemez. Hakeden alır, hakeden kaldırı kupayı.


Geçen sene ki gibi değildi lig. Büyükler erken havlu atmadılar bu sene. Son maça, hatta son dakikaya kadar kovaladılar şampiyonluğu. Ancak nefesleri, şansları, yetenekleri yetmedi Bursa'yı yakalamaya, yıkmaya. Bursa da izin vermedi zaten.

Bursa, hakederek geldi buralara. Koca üç büyükleri sıraya dizerek. Bu hegamonyada, bu düzende, tırnakları ile kazıya kazıya. Tarih yazdılar. Diğer yazanlara da yazdırdılar, isimlerini altın harflerle. Devrim yaptılar. Tebrikler Bursa. Tüm emeği geçenlere..

Kaydı gitti kupa, parmaklarının arasından Fenerbahçe'linin. Yine Trabzon var karşısında. Ama bu sefer farklıydı takım. Saldrıdı olmadı, topa tuttu olmadı. Bir türlü geçmedi o top, o üç direğin arasından.

Maça maç demek zor. Trabzon'un en etkili olduğu anlarda dahi Fener üstüdü. Sayamadım kaçan golleri. Boş kaleye pozisyonlar, direkten dönen toplar. Muhteşem oynadı Fenerbahçe. Trabzon gibi bir Anadolu devini cezasahasına, kalesine gömdü. Ama topu itemediler içeriye. Olmadı. Olamadı. Kaçtı şampiyonluk. Olsun be. Kaçıyorsa böyle kaçsın şampiyonluk. Rakibini eze eze, geride kalanlara fark atarak kaçsın. Ayakta, dimdik. Kendi göbeğini kendi keserek. Kendinden başka hiçbir şeye muhtaç olmadan kaçsın şampiyonluk.

Benim takımım Fenerbahçe. Gurur duydum. Onur duydum Fenerbahçe'yle. Oynadığı oyunla. Yaptığı mücadeleyle.

Teşekkürler Fenerbahçe, yaşattığın ve yaşatacağın sevinçler için..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder