Mary's Axe & Tower of London & Tower Bridge

Hürriyet

14 Nisan 2010 Çarşamba

Kaldırım Taşının Gölgesi

Resim yapan insanlara hep imrenmişimdir. Ben de yapmak isterdim hep. Ama bu çoğunlukla yetenek, biraz çalışma, azim ve biraz da zaman ayırma işi. Aynı diğer hobiler gibi.
Bugün gelen bir e-postadaki resimlere bakarken, bazılarını, nasıl olurda bir insanın elinden çıkar diye aklımdan geçirdim. Adam koca bir şehir manzarasında kaldırım taşlarının gölgesini bile resmetmiş. Nasıl bir emek, nasıl bir azim. Ben yapmaya çalışsam, sadece kaldırım taşını becerebilsem, kendimi bir anda michelangelo olmuş sayar, ayaklarım yere basmazdı herhalde. Ama adamın yaptığı resim içinde ufak bir detaydan başka birşey olamazdı. O da yarım bir detay. Komik hissettim kendimi. Sonra başlayıp bitiremediğim onca hobi denemesi geldi aklıma. Aikido, ralli, yelken daha hatırlayamadığım bir sürü şey. Birden evde yarım bıraktığım ahşap gemi maketimi hatırladım. Zor olan kısımlarını hallettiğim ama basit bir kaç detayını tamamlamadan salonun köşesine bıraktığım ahşap maketim. Hoş bunu bekliyordum. Başladığımda Kuzey daha yoldaydı. O gelince bir kenara fırlatacağımı biliyordum. Bir an önce bitireyim istedim ama sonunu getiremeden geldi Kuzey'im. Maket de normal olarak köşeyi boyladı. Yakında emeklemeye başlayacak. Maket malzemeleri O'na zarar vermesin diye yine bir maratona başlayacağız maketimle. "Bu sefer bitiririm herhalde" diye düşünüyorum. Aslında birkaç günlük işi var ama nedense elim gitmedi şimdiye kadar. Galiba yumurtayı bekliyorum, ne zaman gelecek kapıma diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder