Mary's Axe & Tower of London & Tower Bridge

Hürriyet

15 Nisan 2010 Perşembe

Boş Bunlar Boş...

Dün Titanik'in batışının 98. yıldönümüymüş. Bununla ilgili internette okuduğum bir haber aslında ne kadar boş şeylerle uğraştığımızı bana bir kere daha ispatladı. Ciddi bir zaman harcanmış ve uğraşılmış. Uyku için birebir.
Batışının 98. yılı şerefine yapılan haberde, Titanik'in nasıl battığını 14 sene önceden bildiği iddia edilen Morgan Robertson adlı kişinin yazdığı bir öyküden bahsediliyordu. Bu kişinin bilmeden bir kehanette bulunduğunu ve bunun ne kadar hayret verici olduğu anlatılıyordu. Dönemindeki kimsenin onu anlamadığı ve kötü bir yazar olarak 1915 yılında öldüğü yazılmıştı. Daha sonra yine Titanik'i anımsatan hikayeler sıralanmış ve aslında Titanik'in batışını ulvi nedenlere bağlayarak haber bitirilmişti. Aslında o dönemde Titanik'in kullandığı rota çok kullanılan bir rotaydı ve bu tür buzdağı kazaları sıklıkla meydana gelmekteydi. Morgan'ın da hayalgücünün ürettiği büyük bir geminin buzdağına çarptığı ve kurtulamadığı bir deniz kazasıydı. Geminin ölçülerinin yakın olması, bu boyutlardaki bir geminin taşıyabileceği yolcu sayısının üç aşağı beş yukarı belli olması ve böyle bir kazadan kurtulabilecek kişi sayısının dramatik ve ilgi çekici olabilmesi için 1500'lerde tutulması çok da zor değil bence. Tek tahmin edilmesi gereken geminin boyutlarıydı. Morgan da hayalgücünün elverdiği ölçüde büyük bir gemiyi tasvir etmişti romanında. Ayrıca o dönemde moda olan bir isim bulmalıydı romanına ve dev ve erişilmez bir isim olmalıydı. "Titan Kazası". Ne kadar da benzer değil mi "Titanik" ismiyle. Dev, erişilmez, yenilmez Titan'ları çağrıştırması için konulmuş bir isimdi sadece. Ayrıca o devirde kullanılan rotada karşılaşılabilecek en çarpıcı ve korkulan kaza türünü romanına işlemişti Morgan ve bundan 112 yıl sonra kendisini kahin ilan edilerek, farklı bir milletin gazetesine haber olacağını hiç düşünmemişti herhalde. Ne kadar boş, ne kadar duygusuz olduk.
İkisi asker biri polis üç şehit var yine. Oynanan oyunlara örtü bunlar sadece. Gözlere perde. Sıkıntılı hayatta bir nefes yalanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder